Çok küçük yaştayken öksüz kalan Sedat, babasının ona öğrettiği en önemli dersi, "korkunun gözünün içine bakmadığın sürece onu yenemezsin" mottosunu beynine kazır. Çıralı’da yenemediği korkuları ve babasından hatıra hayat tavsiyesi ile günübirlik ilişkiler ve işlerle hayatını geçirir. Ancak bir gün bu sakin hayatı bir anda değişiverir. Günübirlik ilişkilerinden biri olan Pınar, Sedat'ın kucağına bir bebek bırakıp aynı hızla ortadan kaybolur. İstanbul'a gelip Birol sayesinde iş bulan Sedat'ın hayatı artık kızının etrafında dönmektedir. Baba-kızın masal gibi geçen eğlenceli hayatları annenin tekrar ortaya çıkmasıyla bir kez daha kaos haline döner.